Keşap Ziraat Odası

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Keşap Ziraat Odası > Fındık Yetiştirme Tekniği

Fındık Yetiştirme Tekniği




































































Fındık Yetiştirme Tekniği

FINDIK YETİŞTİRİCİLİĞİ

Arazi ve Toprak Hazırlığı:
Ekonomik ömrü oldukça uzun olan fındığın dikimden önce arazi ve toprak hazırlığının çok dikkatli bir şekilde yapılması gerekmektedir.Üzerinde tek yıllık bitkilerin yetiştirildiği arazilerde fındık bahçesi tesis edilebileceği gibi, çok yıllık bitkilerin yetiştirildiği araziler, eski ve yaşlanmış fındık bahçelerinin yenilenmesi şeklinde de fındık bahçesi tesisi yapılabilmektedir.
Çok yıllık bitkilerin yetiştirildiği arazilerde bitki kökleri ve parçaları temizlenir.Tek yıllık bitkilerin yetiştirildiği arazilerde ise fazla bir arazi temizliğine ihtiyaç bulunmamaktadır. Arazi üzerinde yapılan genel temizlikten sonra bu arazilerde toprak-su muhafaza ve drenaj tedbirleri alınmalıdır.Bu tedbirlerin alınması meyilli arazilerde erozyonu önleme, düz taban arazilerde taban suyunun drene edilmesi şeklindedir.

Çeşit Seçimi:
Fındık bahçesi tesis ederken üzerinde dikkatle durulması gereken noktalardan bir tanesi de çeşit seçimidir. Bahçe içersinde yer verilen çeşitlerin;

1.Verimli ve kaliteli olmasına dikkat edilmelidir.
2.Pazarda tutulan ve yüksek fiyat bulan çeşitler olmalıdır.
3.Bahçe içersinde çeşit standardizasyonunun sağlanmasına dikkat edilmelidir.
4.Ana çeşitlerin meyve tutumunun yüksek olması bakımından bahçe içersinde tozlayıcı çeşitlere yer verilmelidir.

Bahçe içersinde karışık çeşitlere yer verilerek daha başlangıçta standardizasyonun bozulmasına müsaade edilmemelidir. Fındığın işlenmesi esnasında çeşit karışıklığından doğan güçlükler, iç fındık ihracatında da karşımıza çıkmaktadır. O nedenle bahçe içersinde yer verilecek tozlayıcı çeşitlerin de ana çeşidin meyve şekil ve iriliğinde olmasına ayrıca kalitesinin de iyi olmasına özen gösterilmelidir. Meyve tutumunun yüksek olması bakımından bahçe içersinde 1/10 oranında tozlayıcı çeşitlere yer verilmelidir. Bahçede bulunan esas çeşidin karanfil açım başlangıcı, yoğun karanfil açım dönemi ve karanfil açımının sonlarına doğru yüksek kaliteli çiçek tozu veren, meyve şekil ve kalitesi bakımından ana çeşide benzerlik gösteren yabani fındık çeşitleri bahçe kenarlarında hakim rüzgâr geliş yönünde ve bahçe içersinde üç sırada bir sıraya gelecek şekilde serpiştirilerek dikilmelidir.
Rakımı yüksek olan (500 m. ve daha fazla) yerlerde diğer çeşitlere göre daha geç uyanan ve geç donlardan az etkilenen standart çeşitlere yer verilmesi daha uygundur.

Fındık Araştırma Enstitüsü’nde yapılan araştırma sonucuna göre bazı fındık çeşitleri için önerilen tozlayıcı çeşitler.

Fidan Seçimi ve Dikime Hazırlanması:
Fındık kök sürgünü (piç) oluşturan bir bitkidir. Belli kurallar dahilinde üretimi bu sürgünlerle yapılmaktadır. Amaca uygun olan kök sürgünlerinde şu özellikler aranmalıdır:

Amaca uygun olan kök sürgünlerinde aranan özellikler
1.Ocakların güneş gören, pişkin, hastalıksız ve 1-2 yaşlı kök sürgünleri olmalıdır.
2.İyi teşekkül etmiş tomurcukları bulunan kök sürgünleri olmalıdır.
3.Kök teşekkülü iyi olan ve ocak içerisine yakın olmayan yerlerde gelişme gösteren kök sürgünleri olmalıdır.

Bu özelliklere sahip kök sürgünleri seçildikten sonra köklere zarar vermeden çepin ile çıkarılmalıdır. Alınan bu kök sürgünlerinden dikimden önce ”Dikim Budaması” yapılmalıdır. Bunun için yaralı, bereli ve zedelenmiş olan kökler sağlam doku noktasından kesilmeli, uzun olan kökler kısaltılmalıdır. Fidanlar yaklaşık 35-40 cm. uzunluğunda ve bir göz üzerinden tırnak bırakılmadan, gözün ters istikametinden keskin bir makas ile kesilmelidir. Hazırlanan bu fidanlar bekletilmeden daha önce hazırlanan dikim çukurlarına dikilmelidir.

Dikim Zamanı:
Dikim için en uygun olan zaman sonbahar aylarıdır. Kışı sert geçen yörelerde ve dikime geç kalınması halinde İlkbaharda da dikim yapılabilir.

Dikim ve Terbiye Sistemleri:
Fındık yetiştiriciliği genellikle ocak dikim sistemine göre yapılmaktadır. Bu sistem fındık üretim bölgesinde uygulanan geleneksel dikim şeklidir. Bunun yanında Fındık Araştırma  Enstitüsü  Müdürlüğü’nde üzerinde uzun yıllar araştırılması yapılarak ortaya koyulan diğer bir dikim şekli de çit dikim sistemidir. Çit dikim sisteminin ocak dikim sistemine göre avantajlı yanları şunlardır;

Çit dikim sisteminin ocak dikimi sistemine göre avantajları:
1.Çit dikim sisteminde ocak dikim sistemine göre bir kat daha fazla verim alınmaktadır.
2.Meyilli arazilerde bu dikim sistemi için 1.5-2 m. genişliğindeki terasların yapılması aynı arazide ocak dikim sistemi için 3.5-4 m. genişliğindeki terasların yapılmasına  oranla daha kolay ve daha az masraflıdır.Bu nedenle meyilli arazilerde bu dikim sistemi ön plâna çıkmaktadır.
3.Çapalama, budama, gübreleme, mücadele ve hasat gibi işlemler daha kolaylıkla yapılabilmektedir.

1.Çit Dikim Sistemi:
Çit dikim sistemi gerek dikim ve gerekse de şekil bakımından ocak dikim sisteminden farklıdır. Bu dikim sistemi düz arazilerde uygulanabildiği gibi daha çok meyilli ve toprak derinliği az olan arazilerde önem kazanmaktadır. Meyilli arazilerde arazinin meyil derecesine göre 1.5-2 m. teras üstü genişliği ve 3.5-5 m. teraslar arası mesafe olacak şekilde teraslama yapılır. Düz arazilerde ise sıralar arasındaki mesafe 4-5 m. olmalıdır. Arazi hazırlığı bu şekilde yapıldıktan sonra 1.5-2 m. aralıkla, 50 cm. genişliğinde ve 30-40 cm. derinliğinde çukurlar açılır, ikinci sıradaki açılacak olan çukurlar birinci sırada açılmış olan iki çukurun orta aralığına gelecek şekilde ayarlanır. Yapılan toprak tahlil neticesine göre önerilen çiftlik gübresi, fosforlu, potaslı gübre ve kireçleme uygulamaları yapıldıktan sonra fidan dikimine geçilir. Dikimde ana çeşitler arasında 1/10 nispetinde ve araziye dengeli dağılacak şekilde tozlayıcı çeşitlere yer verilir.
Açılan her çukurun ortasına gelecek şekilde bir fidan dikilir.Dikimi takip eden ilk gelişme yılında fidanlara müdahale yapılmaz. Ancak dikkatli bir şekilde ot temizliği ve özellikle genç sürgünlere zarar veren haşerelere karşı mücadele yapılmalıdır. Fidan başına yarısı Mart ayı başında, diğer yarısı da Mayıs ayı sonu Haziran ayı başlarında olmak üzere % 26′lık Kalsiyum Amonyum Nitrat (CAN) gübresinden 40 gr. verilmelidir.

2.Ocak Dikim Sistemi:

Daha ziyade düz arazilere uygun olan bu dikim şekli meyilli arazilerde arazi meyil durumuna göre teraslama yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Ocak dikim sisteminde dikim çukurları dikimden en az bir ay önce 120 cm. çap ve 60 cm. derinlikte açılmalıdır. Ocak çukurlarının açılmasında dikkat edilecek en önemli husus ocaklara verilecek aralık ve mesafedir. Ocaklara verilecek aralık ve mesafe ayarlamasında ilerde ocaklar Maksimum taç gelişmesini sağladıktan sonra birbirlerine gölge yapmaması ve birbirleri içersine girmemesine dikkat edilmelidir. Bu nedenle toprak yapısı da dikkate alınarak ocak çukurları merkezleri arasında kuvvetli topraklarda 5-6 m. , zayıf topraklarda 4.5-5 m. aralık ve mesafe verilmelidir. Toprak analiz neticesine göre önerilen ölçüde çiftlik gübresi, fosforlu, potaslı gübre ve kireçleme uygulamaları yapıldıktan sonra fidan dikimine geçilir. Hazırlanan dikim çukurlarına çukur kenarından 10 cm. içerden, 45-50 cm. aralıklarla ve karşılıklı fidanlar arasında 1/10 nispetinde ve araziye dengeli dağıtılacak şekilde tozlayıcı çeşitlere yer verilmelidir.

BUDAMA

Dikimde fidanlara şekil kazandırılması ile başlayan budama, fındıkta ekonomik verimlilik çağının sonuna kadar yıllık sürgün gelişiminin sağlanması, verimin artırılması ve ekonomik ömrün uzatılmasında olumlu sonuçlar sağlayan en önemli kültürel uygulamalardan bir tanesidir.

Budama ile;

1.Dikimde fidanlara şekil kazandırılmış ve bu şeklin muhafazası sağlanmış olur.
2.Her yıl çok sayıda uzun sürgünler oluşturularak bol ve kaliteli ürün alınması sağlanır.
3.Aşırı büyüme gösteren dalların birbirine girmesi önlenerek bakım, tarımsal savaş ve hasat işlemlerinin daha kolay yapılması sağlanır.
4.Hastalıklı, yaşlı, kuru, karacakart ve ocak içlerine yönelen dal ve dalcıkların çıkarılması ile ocakların yayvan bir taç kazanması sağlanmış olur.
5.Ocaklar arası mesafenin en az 4.5 m. en fazla 6 m. olmasını sağlamak için gerektiğinde ocakların çıkartılması ve ocaktaki ana dal sayısının 6-8′e indirilmesi ile güneşlenme, havalanma ve bitki besin maddelerinden en iyi bir şekilde istifade etmesi sağlanmış olur.
6.Fındıklık içersinden yabancı ağaçların çıkarılması ile gölgelenmeden meydana gelecek verim düşmesi önlenmiş olur.
7.Kök sürgün verme temayülü fazla olan fındıkta her yıl kök sürgün temizliği yapılmak suretiyle bunların besin maddelerini sömürmeleri önlenmiş olur.

Budama Zamanı:
Genel olarak fındıkta budama zamanı Sonbahar aylarıdır. Fındıkta budamaya vejetasyonun durduğu ve büyük oranda yaprakların döküldüğü dönem dikkate alınarak başlanmalıdır.

Kök Sürgün Temizliği:
Fındığın kök sürgünü verme temayülü çok fazladır. Ana dalların kökleri üzerinde her yıl bol miktarda gelişme gösterirler. Gelişen bu kök sürgünleri ocağın besin maddesine ortak olmakta, dalların sıklaşmasına sebep olmakta, havalanma ve güneşlenmeyi engellemektedir. Bu nedenlerle üretim süresi boyunca dikilen ana dal sayısı sabit tutularak gelişen kök sürgünleri Sonbaharda ve Mayıs sonu Haziran ayı başında olmak üzere yılda en az iki kez çepin ile temizlenmelidir. Ancak üretim süresi boyunca kurumuş, kırılmış, hastalıklı ve yaşlanmış dalların çıkarılması durumunda boşalan dal istikametinde büyüyen kök sürgünlerinden bir tanesi bırakılır ve geliştirilir. Böylece ocak içersinde boşalan dalların yeri doldurulmuş olur.

GÜBRELEME
Dikimden itibaren fındık fidanlarının sağlıklı olarak gelişebilmesi, iyi taçlanma gösterebilmesi ve verime yattıktan sonra da kaliteli ürün verebilmesi için fındık yetiştiriciliğinde gübreleme büyük önem taşımaktadır.

Gübrelemenin Esasları:
Fındık kökleri ile her yıl topraktan devamlı besin maddesi almaktadır. Zamanla toprakta besin maddelerinin tükenmesi ile gelişim bozuklukları ve üründe azalmalar meydana gelir. Toprakta noksan olan besin maddelerinin tekrar toprağa verilmesi işlemine gübreleme, bu amaçla kullanılan materyale de gübre denilmektedir. Gübrelemeden beklenilen faydanın sağlanması, toprakta hangi besin maddesinin noksan olduğunun ve noksanlık derecesinin belirlenmesi ile mümkündür.
Gerek yeni dikim yapılacak, gerekse de verim çağında olan bahçelerde fındığın normal bir gelişme gösterebilmesi için ihtiyacı olan besin maddelerinin belirlenmesinde mutlaka toprak ve yaprak analizlerinin yapılması gerekmektedir. Bahçelere analiz yapılmadan gübre verildiğinde birçok sakıncalar ortaya çıkmaktadır.

Bahçeye analiz yapılmadan gübre verildiğinde ortaya çıkan sakıncalar;
1.Gereğinden fazla gübre kullanılabilir. Bu durumda hem ekonomik yönden çiftçi zarara uğrar, hem de fazla miktarda verilen gübreden dolayı fındıkta gelişim bozuklukları olur. Ayrıca fazla verilen besin maddesi diğer elementlerin bitki tarafından alımını da engelleyeceğinden gübrelemeden beklenilen fayda sağlanamaz.
2.Fındığın ihtiyacı olan miktardan daha az gübre kullanılabilir.Bu durumda istenilen ürün alınamaz.
3.Kullanılacak gübrenin miktarı kadar gübrenin çeşidi, uygulama zamanı ve yöntemi de önemlidir. Toprak yapısına göre yanlış cinste gübre kullanıldığında toprağın fiziksel yapısında bozulmalar meydana gelir.Örneğin; asit karakterli bir toprağa asit karakterli gübre verildiğinde toprak daha da asitleşir.

Yaprak Örneklerinin Alınmasında Dikkat Edilecek Hususlar ve Yaprak Örneklerinin Alınması;
1.Fındık bahçesinden yaprak örneği almak için bahçeye girildiğinde, bahçede farklı fındık çeşitleri bulunuyorsa her çeşit için ayrı ayrı yaprak örnekleri alınıp birbirleri ile karıştırılmamalıdır.
2.Fındık yapraklarında sarılık, kuruma, kıvrılma gibi belirtiler varsa bu ocakların yaprakları ayrı alınmalıdır.
3.Bahçede fındık yaprakları normal gelişme gösterdiği halde böceklerin yaptığı zarar biliniyorsa ve yapraklarda yırtılma, şekil bozuklukları varsa bu yapraklardan örnek alınmamalıdır.
4.Fındıklar için yaprak örneği alma zamanı fındıkların hasat olumundan yaklaşık 10-15 gün önceki dönemdir.
5.20 Dekara kadar büyüklükte olan fındık bahçelerinde bahçenin genel görünüşüne göre diagonal, zikzak veya U harfi şeklinde yürünerek, bahçeyi temsil eden 25 ocağın dört ayrı yönünden olmak üzere 80-120 adet yaprak alınmalıdır. 20 Dekardan büyük bahçelerde örnek sayısı artırılmalıdır.
6.Yaprak örnekleri tespit edilen ocaklardan bir insan boyu yükseklikteki meyveli dalların o yılki orta kuvvetteki sürgünlerinden, güneş gören, hastalıksız sürgün uçlarından itibaren 3′üncü veya 4′üncü yapraklarından alınmalıdır.
7.Alınan yaprak örnekleri delikli naylon torbalara koyulur, hazırlanan iki etikete isim, adres, tarih, mevkii, saha, çeşit vs. gibi bahçe hakkında genel bilgiler yazılarak etiketin bir tanesi torbanın içersine diğeri torbanın ağzına bağlanır. Ayrıca uygulanan üretim tekniği ile ilgili bilgileri kapsayan form doldurulur.
8.Yaprak örnekleri aynı gün yaprak-toprak analiz laboratuarlarına gönderilmelidir. Aynı gün gönderilemediği takdirde buzdolabında muhafaza edilmeli ve 1-2 gün içerisinde laboratuara ulaştırılmalıdır. Yapraklar bekletilirse yanma ve bozulmalar olacağından analizler yanlış sonuç verecek ve önerilecek gübre tavsiyeleri de doğru olmayacaktır.

Toprak Örneklerinin Alınmasında Dikkat Edilecek Hususlar ve Toprak Örneklerinin Alınması:
1.Toprak örneği almadan önce fındık bahçesinin genel toprak yapısına bakılır. Eğer bahçede meyil, toprak derinliği, toprak yapısı ve drenaj durumu bakımından farklı özellikte yerler bulunuyorsa her farklı yer için ayrı örnek alınmalıdır. Bir farklılık yoksa 20 Dekara kadar bir toprak örneği yeterlidir.
2.Toprak örnekleri bahçelerin köşelerinden, çit ve yol kenarlarından, harman yerlerinden ve gübre yığını olan yerlerden alınmamalıdır. Ayrıca toprağın fazla çamurlu olduğu zamanlarda da toprak örneği alınmamalıdır.
3.Toprak örnekleri Sonbaharda alınır. Ancak Temmuz ayında yaprak örnekleri alınırken bir bütünlük sağlamak amacıyla Sonbahar ve kışın verilecek gübrelere zamanında tavsiye yapabilmek için toprak örnekleri  yaprak örnekleri ile aynı zamanda alınabilir.
4.Toprak örneği almak için bahçenin genel görüşüne göre S, U şeklinde veya zikzak çizerek bir hat boyunca bahçede yürünür. Bahçenin büyüklüğüne göre 20 dekar olan bahçeler için 3-6 adet arasında yer işaretlenir ve bu yerlerden örnek alınır. İşaretlenen yerlerin üzeri önce çapa veya kazma ile otlarından temizlenir ve 50 cm. derinlikte bir çukur açılarak 20 cm. derinlikte, 3-5 cm. kalınlıkta toprak dilimi alınıp kibrit kutusu şeklinde düzeltilerek bir kovaya konulur. Daha sonra 20-40.cm derinlikten yine 3-5 cm. kalınlıkta diğer toprak dilimi alınarak kibrit kutusu şeklinde düzeltilir ve başka bir kovaya konulur.Bu işlem işaretlenen diğer yerlerde de aynen tekrarlanır. Bu şekilde aynı kovada toplanmış olur. Toprakların içinde taş,  kök parçaları varsa temizlenir ve toprak iyice karıştırılır. Her karışımdan ortalama 1 kg toprak alınarak ayrı ayrı naylon veya bez torbalara koyulur. Yaprak örneklerinde olduğu gibi etiket doldurulur. Bu etikete toprak derinliği ve diğer bilgiler yazılır.

VERİM ÇAĞINDAKİ FINDIK BAHÇELERİNİN GÜBRELENMESİ:
Fındığın normal gelişebilmesi ve bol ürün verebilmesi topraktan aldığı besin maddeleri ile mümkün olmaktadır. Bu besin maddelerinden en önemlileri ise azot, fosfor, potasyum ve kalsiyumdur. Diğer besin maddeleri de fındık için çok önemli olmasına rağmen bunlar önceki besin maddeleri kadar önemli değildir.
Önemli besin maddelerinin noksanlık ve fazlalıklarında fındıkta görülen gelişim bozuklukları, noksanlığında verilmesi gereken gübreler ve uygulama yöntemleri bir bütünlük içinde ele alınmıştır.

Azotlu Gübre Uygulama Yöntemi:
Laboratuarda yapılan yaprak ve toprak analizleri ile verilecek azotlu gübrenin miktar ve çeşidi tespit edilmelidir. Analiz yapılmadan belirli bir miktar ve çeşitte gübre önermek önceden de anlatıldığı gibi fındığın gelişmesine ve toprağın yapısına ileriki yıllarda olumsuz etki yapacaktır.
Genellikle Karadeniz bölgesi topraklarının büyük bir çoğunluğu asit karakterde olduğu dikkate alınırsa Kalsiyum Amonyum Nitrat gübresi fındıkta güvenle kullanılabilir.

Toprak, iklim özellikleri ve fındığın normal gelişebilmesi için azota en fazla ihtiyaç duyulan devreler dikkate alınarak azotlu gübrenin genellikle yılda iki defa verilmesi uygundur. Birinci uygulamada o yılın iklim özelliklerine göre fındıklar uyanmadan önceki dönemde yani Şubat ayı sonları ile Mart ayı başlarında tavsiye edilen azotu gübrenin yarısı verilmelidir. Tavsiye edilen gübrenin diğer yarısı, ikinci uygulama olarak çiçek gözlerinin teşekkülü devresinde yani Mayıs ayı sonları Haziran ayı başlarında uygulanmalıdır.

Azotlu gübre ocak dallarının iz düşümlerindeki 30-40 cm. genişlikte halka şeklindeki banda muntazam olarak serpilir ve çapa ile 5-10 cm. toprak derinliğine karıştırılır. Ocak altları otlu ise gübre verilecek alan önce çapa ile otlarından temizlenmelidir. Azotlu gübrelerin uygulanma yöntemi genelde tüm bahçeler için aynı olmasına karşılık bahçenin düz veya meyilli olmasına göre bazı faklılıklar göstermektedir. Düz arazilerdeki fındık kökleri dal iz düşümlerinde her yöne eşit dağıldığı halde meyilli arazilerdeki fındık kökleri ocakların yanlarında en fazla, alt kısımlarında kısmen ve üst kısımlarında ise en az gelişme göstermektedir .Bu nedenle azotlu gübreler fındık köklerinin dağılma ve gelişme durumu dikkate alınarak oluşturulacak olan halka şeklindeki banda verilmelidir.

Fosforlu Gübre Uygulama Yöntemi:
Fosforlu gübreler genellikle toprakta uzun süre etkisini gösterebildiği için 3 yılda bir defa Kasım-Şubat ayları arasındaki dönemde yaprak ve toprak analiz sonuçlarına göre tavsiye edilen miktarlarda kullanılır.
Fosforlu gübreler ocakların dal iz düşümlerinde ocağın büyüklüğüne göre açılacak olan 16-32 adet ve 15-20 cm. derinlikteki çukurlara eşit oranda dağıtılarak üzeri toprakla kapatılmak suretiyle uygulanır. Bu şekildeki uygulama ile gübrenin toprakla temas yüzeyi azaltılır, elverişsiz hale geçmesi önlenir ve bitki tarafından alınması da kolaylaştırılmış olur.

Potaslı Gübre Uygulama Yöntemi:
Karadeniz bölgesi fındık toprakları genellikle potasyum bakımından yeterlidir. Potasyum bakımından yeterli bulunan topraklara gübreleme yapıldığı takdirde bu gübrelemenin hiçbir şekilde faydası olmayacağı gibi asit karakterli toprakların daha da asitleşmesine yardım edilmiş olunur. Ancak analiz sonuçlarına göre ihtiyaç duyulan bahçelere uygulama yapılmalıdır.

Potasyum da fosfor gibi toprakta tutulan bir besin maddesidir. Toprakta tutulmasına, toprağın asitliği, organik madde miktarı,  katyum değişim kapasitesini yüksek oluşu gibi faktörler etki yapmaktadır. Bu nedenle potasyumlu gübreler Kasım-Şubat ayları arasındaki dönemde fosfor uygulama yönteminde anlatıldığı gibi uygulanmalıdır. Yine potaslı gübre de üç yılda bir uygulanmalıdır.

Diğer Besin Maddeleri ve Uygulama Yöntemleri:
Fındığın gelişmesi için ihtiyacı olan besin maddeleri sadece azot, fosfor ve potasyum olmayıp genel fonksiyonları ve yaptıkları işlem bakımından bunlar kadar önemli olan Ca, Mg. Fe, Mn. Zn, Cu, B gibi besin maddelerini de kapsamaktadır. Bu besin maddelerinin noksanlığı fındıkta son yıllarda yapraklarda sararma ve deformasyonlar, meyve dökümleri ve boş fındık oluşumunun artması şeklinde yer yer görülmeye başlamıştır. Yapılan yaprak analizlerine göre noksanlığı saptanan bu elementlerin uygulanması fındığın gelişmesi ve verimi üzerine olumlu etki yapacaktır. Bu besin maddelerinin meyve ağaçlarına uygulanması yapraktan ve topraktan olmak üzere iki yöntemle yapılmaktadır.

Yapraktan gübre uygulaması hem daha az gübre kullanılması ve hem de noksanlığın sebep olduğu arazın kısa sürede giderilmesi bakımından toprak uygulamasına göre daha avantajlıdır. Her besin maddesi için kullanılması gerekli olan konsantrasyonlar bilinmektedir. Bu miktarlardan daha fazla kullanılması yapraklarda ve meyvelerde yakma yapacağından sakıncalı olup çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Yapraktan uygulamalar pülverizatörlerle yapılmaktadır. Uygulama yapraktan fındık yapraklarının alt ve üst yüzeyleri tamamen gübre solüsyonu ile ıslatılmalı, ocağın tüm yeşil aksamasında kuru yer kalmayıncaya kadar püskürtmeye devam edilmelidir. Ocağın büyüklüğüne bağlı olarak 3-4 litre arasındaki solüsyon tüm ocağı ıslatmak için yeterli gelmektedir. Uygulamanın yapıldığı günde hava fazla sıcak olmamalı (20C civarında ) en iyisi sabah erken saatlerde veya akşam üzeri uygulama yapılmalıdır. Ayrıca besin maddesinin yapraklar etrafından alınması için en az 1-2 gün yağmur yağmaması gereklidir. Uygulamadan hemen sonra yağmur yağacak olursa uygulama tekrarlanmalıdır. Bu besin maddelerinin uygulanması fındık yaprakları normal gelişmelerini tamamladıktan sonra Mayıs ayından itibaren Temmuz ayına kadar noksanlığın şiddetine göre 15-20 gün ara ile 2-3 defa yapılması şeklindedir. Topraktan uygulama ise fosforlu gübrelerin uygulanmasında olduğu gibi yapılmalıdır.

Verim Çağındaki Fındık Bahçelerinde Kireçleme:
Fındık bitkisi normal gelişmesini Ph’sı 5-7 arasında olan topraklarda sağlayabilmekte ve bol ürün verebilmektedir. Ancak fındık tarımı yapılan Karadeniz Bölgesi toprakları genellikle asit karakterlidir. Toprağın asit karakterde olması azot, fosfor ve potasyum gibi bazı elementlerin alınmasına engel olduğu gibi demir, alüminyum gibi bazı elementlerin de çözünebilirliğini artırdığından toksik etki yapmasına sebep olur. Toprakta kireç noksanlığının fındıkta meydana getireceği zararlar diğer besin maddelerinin alınamaması ve toprak yapısının özelliği ile direk ilgisi olup yaprakların vaktinden önce sararmaları, tepe sürgünlerinde kurumalar, zayıf kök teşekkülü ve azot, fosfor, potasyum noksanlığında görülen arazların meydana gelmesi şeklindedir.

Asit toprakların kireçlenmesi ile toprakların fiziksel kimyasal ve biyolojik özellikleri düzeltilir. Toprağın havalanması, ısınma ve su tutma özellikleri de düzeltilmiş olur. Toprakta mikroorganizma faaliyetleri artar, bazı besin maddelerinin ayrışması ve bazılarının da topakta tutularak yıkanıp gitmesine engel olur. Özellikle asit karakterli olan toprak bünyesini de fındığın gelişmesi için istediği normal Ph derecesine yükseltir.

Fındık bahçelerinin toprak analizleri sonucuna göre kirece ihtiyacı olup olmadığı ve ne kadar kireç verilmesi gerektiği tespit edilir. Toprak asitliği Ph uygun olan bahçelere kireçleme yapmak toprağın yapısını bozacağı gibi fındığın fazla kireçten zararlanmasına da neden olur. Toprağın fiziksel yapısı uygulanacak kireç miktarına etken olup hafif tekstürlü topraklara verilecek miktar ağır tekstürlü topraklara göre daha az olmaktadır. Ayrıca kullanılacak kirecin cinsi, uygulama zamanına büyük etki yapmaktadır. Fındık için genelde Kasım-Aralık ayları kireçleme için uygundur. Kireçleme işlemi 4-5 yılda bir toprak analizi yaptırılarak ihtiyaç olduğu takdirde tekrarlanmalıdır.

Kireçleme fındık bahçelerinde iki yöntemle uygulanır. Tavsiye edilen kireç miktarı bahçenin tamamına muntazam ve eşit olarak serpilerek köklere zarar vermeyecek şekilde mümkün olduğu kadar derin çapalanır. Yada ocakların dal iz düşümlerindeki 50-60 cm. genişliğinde halka şeklindeki banda muntazam olarak dağıtılarak, mümkün olduğu kadar toprak derinliğine çapalanır. Bu takdirde verilecek kireç miktarı birinci yönteme göre daha az olmaktadır.

Verim Çağındaki Fındık Bahçelerinde Çiftlik Gübresi Uygulanması:
Toprağa verilecek çiftlik gübresi ve benzeri organik gübreler toprağın verimliliğinin artmasına, toprakta besin maddelerinin tutulmasına, su tutma kapasitesinin ve katyon değişim kapasitesinin yükselmesine, toprağın havalanma ve işlenmesine, toprağın erken tava gelmesine ve agregat teşekkülüne olumlu etkiler yapmaktadır.
Çiftlik gübreleri hayvanların sıvı ve katı ifrazatları ile yataklık olarak kullanılan materyalden oluşur. Çiftlik gübresinin bileşimi hayvanın yaşı, cinsi, beslenme durumu ve yataklık olarak kullanılan materyalin cinsine bağlı olarak değişir. 1 ton ahır gübresinde ortalama 5.5 kg. Azot, 2.5 kg. Fosfor, 5.5-6 kg. Potasyum ve diğer önemli besin maddeleri bulunmaktadır.

Çiftlik gübresinin özelliğini kazanabilmesi, dolayısıyla toprak ve fındık bitkisi üzerine olumlu etki gösterebilmesi için 6 ay veya 1 yıl kadar ihtimar yapmış olması gereklidir. İhtimar yaptırmak için gübrelikte çiftlik gübresi 80 cm. karanlıkta tabaka halinde sıkıştırılmadan konulur. Gübrenin ısısı 55-60 C ye yükseldiğinde ıslatılarak bir miktar fosforlu gübre, bir miktarda kireç konulup karıştırılarak sıkıştırılır ve üzeri toprak ile hava almayacak şekilde kapatılır. Bu şekilde ihtimar yapmış olan çiftlik gübresi ile gübreleme yapılmalıdır.

Fındık bahçelerine bu gübreler sonbahar veya ilkbahar başında ocağın dal iz düşümüne halka şeklindeki 50-60 cm genişlikteki banda 30-40 kg. kadar eşit olarak dağıtılır ve hemen toprağa çapalanır. Gübre çapalanmadan ocak altlarında bırakıldığı takdirde değerinden büyük ölçüde kaydeder. Karadeniz Bölgesinin fazla yağışlı olması nedeniyle ihtimar yapmış çiftlik gübresinin ilkbaharda fındıklar uyanmadan uygulanması gereklidir. Sonbaharda uygulama yapıldığı takdirde fazla yağış alan bölgelerde gübrenin değeri önemli miktarda hatta yarı yarıya azalmaktadır. Ahır gübresi toprağın genel yapısına ve organik madde miktarına göre 3-4 yılda bir uygulanmadır.

Çiftlik gübresinin bulunamadığı durumlarda toprağa organik madde kazandırmanın diğer bir yöntemi de yeşil gübrelemedir. Fındık bahçeleri için yeşil gübre bitkileri fiğ, yabani bezelye ve yulaf gibi bitkiler olup bunlar sonbaharda meyilli arazilerde dal iz düşümlerdeki 50-100 cm.lik halka şeklindeki banda, düz arazilerde ise tüm bahçeye ekilir ilkbaharda çiçeklenmeden önce biçilerek toprağa karıştırılır. Bu uygulamaya toprağın organik maddesi az olan yerlerde birkaç yıl üst üste devam edilmelidir. Ayrıca bahçelerdeki yaprak, mısır sapı ve benzerleri gibi maddelerden elde edilecek çürüntüler de toprak verimliliğini artırmak için kullanılabilir. Bu artıkların çürümeleri yani yarayışlı hale geçmeleri çiftlik gübresinde olduğu gibi bazı işlemlerin yapılmasını gerektirir. Çürüntü elde edildikten sonra fındık dal iz düşümlerine saçılarak toprağa 5-10 cm. derinlikte karıştırılmalıdır.

VERİM ÇAĞINDAKİ FINDIK BAHÇELERİNE VERİLECEK GÜBRELER VE UYGULAMA YÖNTEMLERİ

FINDIĞIN HASAT, HARMAN VE DEPOLANMASI

Hasat: Hasada başlamadan önce fındık bahçelerinde genel bir temizlik yapılmalıdır. Bölgenin yağışlı olması ve buna bağlı olarak ta yabancı ot ve dikenlerin bol ve hızlı gelişme göstermesi fındık hasadını güçleştirdiği gibi yere düşen fındığın kaybolmasına sebep olmaktadır. Onun için hasattan en az 5-10 gün önce bahçenin girinti adı verilen aletle temizliğinin iyice  yapılması gerekmektedir.
Fındık çeşitlerinin hepsi aynı zamanda hasat olumuna gelmemektedir. Bazı çeşitler erken, bazı çeşitlerde daha geç olgunlaşmaktadır. Çeşitlerin ayrı ayrı ve hasat olumuna geldiğinde toplanması en uygunu ise de, fındık bahçelerinin karışık çeşitlerden kurulu bulunması bahçedeki hakim fındık çeşidinin olgunlaştığında hasadın yapılmasını zorunlu kılmaktadır.
Fındıkların hasat olgunluğuna geldiği bazı özelliklere bakılarak anlaşılmaktadır.

Bu özellikler ise şunlardır;
1.Zurufların iyice sararıp kızarması,
2.Fındık tanelerinin zuruf içersinde oynamaya başlaması,
3.Sert meyve kabuğunun 3/4 nispetinde kızarması ve iç`in kendine has sertlik ve tadını alması,
4.Sağlam ve dolgun meyveleri taşıyan dalların sallandığı zaman mevcut meyvelerin 3/4`ünün daldan dökülmesi, fındığın hasat olgunluğuna ulaştığını gösterir.
Hasat olgunluğuna ulaşmadan toplanan fındıklarda birçok mahsurlar meydana gelmektedir.

Bu mahsurlar ise;
1.Tam hasat olgunluğuna ulaşmadan toplanan fındıklar kurutulduktan sonra dıştaki sert meyve kabuklarının renkleri donuk kalır.
2.İç iyice kabuğu doldurmaz, buruşuk iç oranı artar ve randıman düşük olur.
3.Fındık çeşitleri kendine has sertlik, lezzet ve tada ulaşmadan hasat edilirse meyve kalitesi düşer.Bu fındıkların uzun süre muhafaza edilmesi güçleşir ve kolay bozulurlar.

Karadeniz fındık bölgesinde yetiştirilen çeşitlerin hasat zamanı yıllara göre değişmekle beraber sahil kolda 1-10 Ağustos, orta kolda 10-20 Ağustos ve yüksek kolda 20 Ağustostan sonradır.
Fındığın en iyi hasat edilme şekli silkme suretiyle yerden toplanması ise de, bölgede bu tür hasada imkan verecek bahçeler çok azdır. Bu hasat şeklinde fındıklar tam hasat olgunluğunda toplandığından randıman ve kalite iyi olduğu gibi dal ve dalcıklar iyi gelecek yılın mahsulünü oluşturacak olan tomurcuklar da zarar görmemiş olur.

Bölgede daha çok uygulanan hasat şekli; daldan el ile toplanmalıdır. Bu hasat şeklinde dikkat edilecek olan en önemli hususlar; dalların birbirine sürtünmemesi, çotanakların dala birleştiği yerden tek tek koparılması ve gelecek yılın mahsulünü oluşturacak olan dal, dalcık ve tomurcukların dökülmemesi için sıyırma şeklinde toplama yapılmaması ve hasadı yapılan dalın dikkatlice yerine bırakılmasıdır. Ayrıca bahçe içerisinde bulunan fındık çeşitleri birbirine karıştırılmadan ayrı ayrı toplanmalıdır.
Hasatta 5-7 kg. lık ve bele bağlanan sepetler kullanılmaktadır. Bir kişi ortalama günde 75-100 kg. zuruflu fındık toplayabilmektedir. Toplanan bu zuruflu fındığın yaklaşık 1/3 nispetinde değirmenlik kuru fındık elde edilmektedir.

Harman: Sepetlere toplanan fındıklar yörelere göre harar, selek ve hey adı verilen 30-40 kg.lık sepetler ile veya çuvallara doldurmak suretiyle sırtta ve ulaşım araçları ile harman yerlerine taşınırlar. Bölgede harman yerleri, genellikle düz hafif meyilli çayırlık ve sert toprak olan yerlerdir. Harman yerlerinin hafif bir meyil verilerek betondan yapılması bölgenin iklim şartları da dikkate alınırsa en uygun olanıdır.
Harman yerine getirilen fındıklar yığın halinde bekletilmemelidir. Hemen tırmık ile harman alanına 10-15 cm. kalınlıkta bir tabaka halinde serilir. Güneşli havalarda tahta kürek veya tırmık ile her gün karıştırılarak 3-5 gün kurutulur. Belli bir miktar kuruyan bu fındıklar patoz denilen fındık ayıklama makinesine verilmek suretiyle zuruflardan ayrılırlar. Ayıklanan bu fındıklar toprak harmanlarda bez, beton harmanlarda ise bez kullanmadan 2-4 cm. kalınlıkta serilir. Güneşli havalarda her gün 2-3 defa tırmık ile karıştırarak kurumaları sağlanır. Bu şekilde 3-4 gün kuruyan fındıklar vantilatörden geçirilmek suretiyle toz, toprak, zuruf parçalarından ve boşlarından ayrılırlar. Bu şekilde temizlenen fındıklar tekrar harman yerine serilerek içlerinde bulunan taş, toprak gibi sert ve yabancı cisimler alınır. Kırık, kurt delikli fındıklar ile karışan diğer fındık içlerinden seçilir, çuvallara doldurur ve ağızları dikilerek pazara götürülmek üzere hazırlanır.
Harmanlama işlemi genellikle 15 Ağustos’ta başlayıp eylül ayı sonlarına kadar devam eder. Harmanlama sırasında fındığın iyice kurumasına ve nem oranının kabuklu fındıkta %12, iç fındıkta %6′yı geçmemesine dikkat etmelidir.

Depolama: Hasat edildikten sonra kurutularak nem durumu muhafaza şartlarına uygun hale getirilen fındığın depolanması önemlidir.
Özellikle ihracatçı kişi ve kuruluşlar bakımından önemli olan depolamada bazı noktalara dikkat etmek gereklidir. Depo olarak kullanılacak olan yer serin, kuru ve havalanabilir nitelikte olmalıdır. Bu şartlarda fındık en fazla 1 yıl özelliği bozulmadan muhafaza edilebilir. 1 yıldan daha uzun bir süre muhafaza için ısının 2-4.5C ‘de ve nisbi rutubetin %55-60 arasında olması gerekir. Isının yükselmesi acılaşmaya, nisbi nem oranının artması da küflenmeye yol açmaktadır.
Hasat olumundan önce toplanmış, iyi kurutulmamış ve fazla nemli fındıkların muhafazası oldukça güç olup bu gibi fındıklarda küflenme, acılaşma ve kızışma olur. Fındıkta %55-70 oranında bulunan yağlar depolanması sırasında değişikliğe uğrayarak oleik asit (%75-80), palmitik asit (%15-20) ve az miktarda da stearik asit gibi serbest yağ asitleri meydana gelir ve fındığı acılaştırırlar. Yine insan ve hayvan sağlığı için zararlı olan aflatoxini oluşturan aspergillus ve penicillium cinsine bağlı mantar türleri fındıkta önemli bir tür olup erken toplama, olumsuz harmanlama ve uygun olmayan depolama şartlarından kaynaklandığı tahmin edilmektedir.

Kaynak: Fındık Tarımı, FAE
Hazırlayan: Ziraat Müh. Selda KAYALAK BALIK
Okunma : 55  | Tarih : 30.06.2010

FINDIK ZARARLILARI
FINDIK KURDU (Curculio nucum L
.)
Tanımı, Yaşayışı ve Zararı
Fındık kurdu ergini kül renginde, bazen sarımsı veya açık kahverenginde olup; başı öne doğru uzayarak hortum şeklini almıştır (Şekil1). Beyaz renkli, tombul, kıvrık ve bacaksız olan larvalar olgunlaştığında 10-12mm boyuna erişebilmektedir.
Fındık kurdu, tüm fındık yetiştirilen bölgelerimizde, özellikle orta ve yüksek kesimlerde, tombul ve ince kabuklu fındık çeşitlerinde zararlı olmaktadır. Esas konukçusu fındık olup, elma, armut, muşmula, kiraz,döngel, karayemiş ve böğürtlen üzerinde de beslenebilmektedir.

İlk erginler iklime bağlı olarak mart ayında görülür. Ergin çıkışı mayıs başlarında oldukça artar, çıkan erginler 16°C’den düşük sıcaklıklarda fazla aktif değildir. Mayıs ayında ergin çıkışı tamamlanmış olur. Sıcaklık 20°C’ye erişinceye kadar uçamadıklarından aynı ocak üzerinde beslenmek zorunda kalırlar. Uzun süre beslenip mayıs sonu haziran başında yumurtlamaya başlar. Bir dişi ortalama 42 yumurta bırakır. Yumurtalarını meyve kabuğunun altında hazırladığı bir yuvaya bırakır. Yumurta bırakılan meyvelerin kabuğu üzerinde 4-5 mm uzunlukta kahverenkli bir çizgi görülür. Yumurtalar ortalama 8 günde açılır.

Larva iç fındık üzerinde bir ay kadar beslenip gelişir. Beslenme artıkları kabuk içini doldurur. Gelişen larva, kabuk üzerinde 1.5-2.0 mm çapında bir çıkış deliği açıp toprağa iner. Larvalar, toprakta hazırladıkları bir yuva içinde pupa olurlar. Burada 1-3 yıl kaldıktan sonra erginler çıkar. Toprağa geçen larvaların %18’i bir yıl sonra, %75’i ikinci yılda ve %7’si de üçüncü yılda ergin olup topraktan çıkarlar. Şiddetli kış, ergin çıkış oranını artırır. Ergin ömrü üç ay kadardır. Fındık kurdu hem ergin hem de larva döneminde zararlı olmakta ve bir çift böcek yaklaşık 200 adet meyveye zarar vermektedir.

Erginler erken dönemde çiçekler üzerinde beslenmekte, daha sonra yeni gelişmekte olan fındık meyvelerinin kabuğunu delip içindeki yumuşak kısımlarla beslenmektedir. Normal iriliğe ulaşıncaya kadar zarar gören meyvelerde kabuk içindeki etli kısım bozularak sarı bir renk alır. Sonradan bu renk kabuk üzerinde de belirir, ayrıca kabukta çöküntüler olur. Bu zarar şekline halk arasında sarıkaramuk denir(Şekil2). Meyve normal iriliğe ulaştıktan sonra zarar görürse meyve içi kararır ve bu zarar şekline de karakaramuk denir(Şekil3). Kabukta oluşan çatlaklardan dışarıya sızan siyah bir sıvı zuruf ve kabuğu kirletir. Erginler meyve içine yumurta koyarak da zararlı olurlar. Yumurtadan çıkan larvalar ise meyve içinde beslenip gelişmelerini tamamladıktan sonra meyve kabuğunda bir delik açar ve toprağa geçer. Böylece delikli meyve zararı oluşur. Kışı toprakta geçirir.

Şekil 3: Karakaramuk zararı

Mücadelesi

Bahçe toprağının köklere zarar vermeyecek şekilde çapalanması böcek yoğunluğunun azalması açısından önemlidir. Ancak fındık kurdu belirli bir yoğunluğun üzerinde ise en etkili mücadele bilinçli bir şekilde yapılacak kimyasal mücadeledir. Bahçedeki hakim çeşitlerin yarıdan fazlası mercimek büyüklüğüne ulaştığında, bahçenin büyüklüğüne göre seçilen 10-30 ocak, sabah erken saatlerde veya akşamüstü altına bir bez serilerek silkelenir. 10 ocakta ikiden fazla ergin böcek saptanırsa mücadeleye karar verilir ve ruhsatlı ilaçlardan biri ile ilaçlama yapılır. Zamanı iyi belirlendiğinde tek bir ilaçlama yeterlidir.

FINDIK KOZALAK AKARLARI

(Phytoptus avellanea Nal. ve Cecidophyopsis vermiformis Nal.)

Tanımı, Yaşayışı ve Zararı

Fındık kozalak akarları fındıkta verimi etkileyen en önemli zararlılardandır. Gözle görülemeyecek kadar küçük, iğ şeklinde ve beyaz renklidirler. Fındık meyve ve yaprak tomurcuklarında oluşturdukları mantar, kozalak veya gül adı verilen oluşumlarla dikkat çekerler.

Kışı bu kozalaklar içinde geçirip ilkbaharda yeni açılan yaprak koltuklarındaki ikinci yıl sürecek tomurcuklara girerek beslenme ve üremelerine devam ederler. Temmuz ayından itibaren tomurcuklarda şişmeler başlar, Ağustos ayında ise nohut büyüklüğüne ulaşır.

Zararlının bir formu kışı kozalaklar, dişi çiçekler, püsler ve sürgün tomurcuklarında geçirmekte ve yazın sürgün ucu, meyve dip kısımları, püsler içerisinde ve civarında devamlı yer değiştirmekte ve kozalak içinde olmadan da hayat çemberini tamamlamaktadır (Şekil4). Dişi çiçek, püs, yaprak ve meyve zararına neden olmaktadır. Özellikle erkek ve dişi çiçek dökümleri ile zarar daha da fazla olmaktadır. Yaprak ve sürgün tomurcuklarının da zararlanarak dökülmesi sonucu bitkinin yıldan yıla zayıflaması ve verimden düşmesi sözkonusu olmaktadır.

Fındık kozalak akarları hassas çeşitlerde % 70’ e varan zararlara neden olmaktadır. En hassas çeşitler Tombul, Mincane ve Uzunmusadır.

Mücadelesi
Kozalakların kışın yapraksız bir dönemde toplanması şeklinde yapılan mekanik mücadele kozalak akarlarına karşı oldukça etkili bir yöntemdir. Kozalakların içi diğer faydalı akar ve böcekler için de bir barınak yeri olduğundan toplanan kozalakların bahçe içinde bir yerde bırakılmalı, kesinlikle yakılmamalı veya gömülmemelidir. Fındık kozalak akarları çok yavaş hareket ettikleri ve olumsuz çevre koşullarından çok çabuk etkilendikleri için toplanan kozalakları terk edemezler ve kuruyan kozalaklar içinde besin bulamadıkları için ölürler.

Zararlı yoğunluğu ortalama bir dala 5 adet kozalak düşecek şekilde yüksek ise kimyasal mücadeleye karar verilir. En uygun ilaçlama zamanı Nisan sonu Mayıs başındaki bir haftalık süredir. Bu dönemde uç sürgünler 4-4,5 yapraklı, yeni tomurcuklar topluiğne başının yarısı büyüklükte ve yeni gelişen meyveler mercimek büyüklüğündedir.

FINDIK KOKARCASI (Palomena prasina L.)
Tanımı, Yaşayışı ve Zararı

Fındık kokarcası erginleri 11-14mm boyunda, yeşilimsi kahverenkli, anten ucu ile bacak uçları kırmızı renktedir (Şekil5).

Kışı dökülmüş yapraklar altında ya da benzeri korunmuş yerlerde geçiren erginler Mart sonu veya Nisan başında çıkmaya başlar, çiftleştikten sonra yumurtalarını 14-28’lik gruplar halinde yaprak alt yüzeyine bırakırlar. Yumurtadan çıkan nimfler toplu halde beslenirler. Önceleri otlar üzerinde beslenirler, daha sonra fındıklar üzerine geçerek zararlı olurlar. Temmuz ayında görülmeye başlayan yeni erginler hasada kadar meyveler hasattan sonra da yapraklar üzerinde beslenir.

Ergin ve nimfler fındık meyvelerinde emgi yapmak suretiyle zararlı olurlar. Fındık kurdu gibi sarıkaramuk ve karakaramuk oluşumuna neden olurlar. Bunlardan başka meyvelerin yeni iç doldurduğu dönemde emilmesi ile bulaşık ve yer yer çöküntülü olan şekilsiz içler oluşur. Ergin ve nimfler olgunlaşmakta olan meyveler üzerinde beslenerek dış satım yönünden önemli olan lekeli iç tipi zararı oluştururlar.

Mücadelesi
Kışlamış erginlerin çıkışı Nisan ortalarından itibaren en yüksek noktaya ulaşır. Bu dönemde yapılan sayımlarda 10 ocakta 1 adet kışlamış ergine rastlanırsa ilaçlı mücadeleye karar verilir. İlaçlama zamanı fındık kurdu ilaçlama zamanına denk geldiğinden her iki zararlıya karşı etkili olabilecek bir ilaçla ilaçlama yapılmalıdır. Ayrıca Haziran ayı başından itibaren nimflerin yoğunluk durumuna göre sadece bu zararlıyı hedef alan ikinci bir ilaçlama yapılabilir.

DALKIRAN (Xyleborus dispar Fabricius )
Tanımı, Yaşayışı ve Zararı

Dalkıran erginlerinin dişileri 3-3,5 mm uzunlukta ve kahverenkli, erkekleri 2 mm uzunlukta, açık kestane renklidir. Erkeklerin ikinci çift kanatları olmadığı için uçamazlar(Şekil6). Larva ve pupalar 4-5 mm ve beyazdır(Şekil7).


Kışı konukçu içindeki galerilerde geçiren erginler, Mart ayından itibaren çıkmakta ve yakınında bulunan fındık dallarında yeni galeriler açmaktadır. İlkbahar döneminde Mart, Nisan ve Mayıs aylarındaki çıkışlar sürekli olmamakta, sıcaklığa bağlı olarak ani çıkışlar şeklinde olmaktadır. Yaz dönemindeki çıkışlar ise Temmuz başından Ağustos ortasına kadar devam etmektedir. Genellikle bir sürgün dibinden 2 mm çapında yuvarlak bir delik açarak gövdeye giren Dalkıran kabuğun altında ağacın yıllık halkaları paralelinde çevre galeri ve bunun her iki tarafında dik galeriler açar. Galeriler bitki tarafından kapatılamadığından giriş deliğinden bitki özsuyu akıntısı olur. Bitkide iletim demetlerinin zarar görmesi ve özsu akıntısı nedeniyle bitki zayıf düşmekte ve zamanla kurumaktadır(Şekil8).

Galerileri açan dişi baş kapsülünün içinde taşıdığı Ambrosia mantarının sporlarını galeriye bulaştırır ve bütün galeri içi, kirli beyaz renkteki bu mantarla kaplanır. Galeri açma başlangıcından 10-15 gün sonra dik galerilerde yumurtlama başlar.

Yumurtalar bırakıldıktan 8-10 gün sonra açılır. Çıkan larvalar galerilerde gelişmekte olan Ambrosia mantarı ile beslenir. Ağaçların odun kısmında beslenmezler. Larvalar 3-4 hafta beslendikten sonra pupa olur. Pupa süresi 8-10 gün olup, kışı ergin dönemde konukçu galerisinde geçirir. Nisan ve mayıs aylarında çeşitli nedenlerle kurumaya başlayan dallar, zararlıyı cezbettiğinden böyle dallarda galeriler daha fazla görülür. Bir dişi ortalama 50 kadar yumurta bırakır. Bunların ancak yarısı ergin hale gelebilir. Yılda 1 döl verir.

Karadeniz Bölgesi’nde sahile yakın tüm fındık bahçelerinde, orta ve yüksek kuşaktaki bazı bahçelerde yaygın ve önemli zararlara neden olduğu saptanmıştır.

Mücadelesi

Yazıcıböceklerle mücadelede kültürel tedbirler çok önemlidir. Bahçelerin bakımına özen gösterilmeli, bulaşık dallar kesilip bahçeden uzaklaştırılmalı veya yakılmalı, taban suyu yüksek ve bitki besin maddelerince fakir yerlere bahçe tesis edilmemeli ve tüm bunlar komşu bahçelerle beraber yapılmalıdır.

Kimyasal Mücadele en etkili şekilde Temmuz – Ağustos aylarındaki çıkışların Kırmızı Kanatlı Yapışkan Tuzaklar ile tespitinden sonra Temmuz başı Ağustos ortası arasındaki 6-7 haftalık bir periyotta yapılmalıdır. Sıvı ilaçlar dalların gövdelerini kaplayacak şekilde uygulanmalıdır.

Kırmızı Kanatlı Yapışkan Tuzaklar çıkış tespiti yanında kitlesel yakalama amacıyla da kullanılabilir(Şekil9). Bun tuzaklar Temmuz – Ağustos aylarında Bahçelerin bulaşıklılık durumuna göre Dekara 3-8 adet olacak şekilde asılmalıdır. Sorunlu olan bahçelerde daha kısa sürede sonuç alabilmek için Kitlesel yakalama metodu kültürel ve kimyasal mücadele ile birlikte uygulanmalıdır.

FINDIK TEKE BÖCEĞİ (Obera linearis L.)

Tanımı, Yaşayışı ve Zararı

Uçkurutan olarak da bilinen fındık teke böceği erginleri 3-4mm eninde, 11-15mm boyunda siyah renkli bir böcektir(Şekil10). Larvaları mum sarısı rengindedir ve 20-25mm uzunluktadır(Şekil11).

Karadeniz Bölgesinde erginler Mayıs-Haziran aylarında çıkmakta, çiftleşen dişiler yumurtalarını yıllık sürgünlerin 10-15 cm. aşağısında hazırladıkları yuvalara bırakırlar. Yumurtadan çıkan larvalar önce yarım daire şeklinde sürgün eksenine dik bir galeri açar.  İlk yıl yukarıdan aşağıya 40-60 cm uzunluğunda bir galeri oluşturur.  Bu galeri içinde kışlayan larva ertesi ilkbaharda bu defa yukarıya doğru kısa bir galeri daha açar. Sonbahar sonlarında bir yuva hazırlayarak ikinci kışı geçirir. Ertesi yıl nisan ayında burada pupa olur. Erginler kabukta yuvarlak bir delik açarak çıkar. Böylece gelişmesini 2 yılda tamamlamış olur. Bir iki yıllık genç sürgünlerin özünde beslenen larvalar uzunluğuna galeriler açarak sürgünlerin kurumasına neden olur.

Mücadelesi
Genç sürgünlerde kurumların iyice belirdiği Temmuz ortalarından yaprak dökümüne kadar olan süre içinde, kurumakta olan tüm uç sürgünler kesilerek yakılmalıdır. Yoğunluğun fazla olduğu durumlarda, bir ocakta ortalama 5 ten fazla zararlı sürgün varsa ilaçlama yapılmalıdır. İlaçlamada çıkan erginlerin yumurta bırakmasını önlemek amaçlandığından ergin çıkışları izlenerek çıkış saptandıktan sonraki bu genellikle Mayıs ortalarına denk gelir- ilaçlamaya geçilmelidir.

FINDIK KOŞNİLLERİ (Parthenolecanium corni Bch. ve P. rufulum Ckll.)
Tanımı, Yaşayışı ve Zararı

Fındık Koşnilleri  tipik böcek görüntüsünden çok farklı bir yapıdadırlar. Dişilerde vücut yarım küre biçiminde, kabuk rengi başlangıçta koyu kahve, sonraları açık kahverenklidir(Şekil12). Larvalar ise önce açık sarı, sonraları kahverenklidir.
Larva halinde dal ve sürgünlerde kışladıktan sonra Nisan ayı başlarında ergin birey olurlar. Ergin giderek kabarıp büyüyerek vücut altında topladığı yumurtalarını koymaya başlar. Yumurtalar ise Mayıs ayı sonlarında açılmaya başlar ve çıkan larvalar sürgün ve yapraklara dağılır. Gerektiğinde yer değiştirebilen bu larvalar ağustosta gömlek değiştirip ikinci döneme geçerler. Zararlının en uzun süren biyolojik dönemi bu dönem olup, yaklaşık 7 aydır. Yaprak dökümünden önce yapraklar üzerindeki bireyler de sürgünlere geçerek kışlarlar. Martta dişi bireyler kabarmaya ve büyümeye başlarlar. Erkekler ise prepupa ve pupa dönemini geçirirler. Nisan başlarında da ilk erginler görülür. Yumurta bırakma nisan sonlarında başlar. Bir dişi yaklaşık 1400 yumurta bırakır. Yumurtaların açılma süresi ortalama 18 gündür. Bu zararlılar Karadeniz Bölgesi’nde yılda bir döl verir.

Fındık Koşnillerinin larva ve erginleri yaprak ve sürgünlerde bitkinin özsuyunu emerek beslenmekte, bu sırada çıkardığı tatlı madde ile fumajine neden olmaktadır. Sonuçta bitkinin zayıflamasına, verimin düşmesine, yoğun olduğu durumlarda ise dallarda kurumalara neden olmaktadırlar.

Mücadelesi
Bulaşmanın az ve sınırlı olduğu yerlerde bulaşık sürgünler kesilip bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Oldukça rutubetli olan Karadeniz Bölgesinde Fındık Koşnilleri üzerinde etkin olan parazit mantarlar mevcut olup, çoğu zaman ilaçlı mücadeleye gerek kalmamaktadır. Bahçede yapılan örneklemede incelenen 30 sürgünün her birinde ortalama 5 canlı Koşnil varsa ilaçlamaya karar verilir. Zararlının hareketli genç larvaları hedef alındığından ilaçlama  yumurta açılımının tamamlanmasına yakın Haziran sonlarında yapılmalıdır. Zararlının doğal düşmanı olan mantarları korumak için bunların etkin olduğu yerlerde kükürtlü ilaçlar kullanılmamalıdır.

FINDIK FİLİZ GÜVESİ (Gypsonoma dealbana Fröhl.)
Tanımı, Yaşayışı ve Zararı
Fındık filiz güvesi de yaygın olarak görülen bir fındık zararlısı olup, sarımsı beyaz pulların hakim olduğu kahverenkli 5-7mm boyunda bir kelebektir. Olgun larva 7-8mm boyunda ve krem renklidir(Şekil13).

Kışı fındık gözlerinin dip kısmında, püslerde ya da fındık kozalak akarının oluşturduğu kozalaklar içerisinde geçiren larvalar Mart ayında beslenmeye başlarlar ve henüz gelişmekte olan göz ve sürgünlerde zararlı olurlar. Gözler sürmeye başlayınca larva bir galeri açarak sürgün özüne girer. Böyle bir sürgün hemen kurur ancak dip kısmından ağlarla dala yapışık olduğundan düşmeyip yaz ortalarına kadar dalda kalabilir. Bir larva bu şekilde 4-5 sürgüne zarar verebilir(Şekil14).

Olgunlaşan larva pupa olur ve daha sonra ergin kelebekler görülür. Bu kelebekler tarafından konan yumurtalardan çıkan larvaların zararı Temmuzda yapraklarda görülür. Larvalar yaprak alt yüzeyinde orta damarla yan damarın birleştiği koltuklarda beslenerek, ağ ve beslenme artıklarından oluşan üçgen şeklinde kahverengi lekeler meydana getirir(Şekil15). Sonbaharda larvalar püslere, göz diplerine ve kozalaklara geçerler. İki püsü ağlarla birbirine birleştirerek aralarında koyu renkli pisliklerle karışık bir kabarıklık meydana getirir. Kemirilen püsler gelişemediği için kıvrılır.

Mücadelesi
Fındık filiz güvesinin çok sayıda doğal düşmanı vardır ve bunlar popülasyon üzerinde %15 civarında etkilidir.
Kimyasal mücadeleye gerek olup olmadığı bahçede yapılacak bir ön sayımla belirlenmelidir. Bahçe büyüklüğüne göre yapılacak örnekleme sonucu 100 yaprakta en az 15 beslenme arazı olduğunda ilaçlamaya karar verilir. İlaçlama hasat sonu ile yaprak dökümü başlangıcına kadar (Eylül sonu) olan süre içinde yapılmalıdır.

AMERİKAN BEYAZ KELEBEĞİ (Hyphantria cunea Drury)
Tanımı, Yaşayışı ve Zararı

Amerikan beyaz kelebeği vücut uzunluğu ortalama erkeklerde 11, dişlerde 15 mm‘dir. Kelebeğin esas rengi beyaz, sırt ve karın kül rengine çalan bozdur(Şekil16). Bazı dişi ve  erkek bireylerde üst kanatlarda siyah nokta şeklinde lekeler mevcuttur. Olgun larva 25-35 mm boyunda ve koyu renkli olup, yanlarda turuncu renkli beneklere ve beneklerden çıkan kıllara sahiptir(Şekil17).

Kışı pupa halinde geçirir. Kışlayan pupalardan çıkan birinci döle ait kelebek uçuşu mayısın ilk haftası ile üçüncü haftasında, ikinci döle ait kelebek çıkışları ise temmuzun üçüncü haftasına olur. Her iki dölün kelebek uçuş süresi 24-33 gün sürmesine karşın, ergin ömrü 4-15 gündür. Dişiler yumurtalarını genel olarak yaprakların alt, bazen de üst yüzlerine bırakabilirler. Yumurtalar 1-3 günde açılır. Larvalar yumurtadan çıkarken, yumurta kabuklarını kısmen yiyerek yuvalarını örmeye başlarlar.

Zararlı, ağaçların toprak ile birleştiği yerlerde, ağaç kabuğunda ve çok yaşlı ağaçların kovuklarında, binaların çatı saçakları arasında bir koza içinde pupa olur. Amerikan beyazkelebeği yılda 2-3 döl verir.

Yumurta kümelerinden çıkan larvalar, yaprağın alt yüzeyinde ipeksi ağlar örerler, sonra gitgide ağı artırarak daldaki diğer yaprakları da bağlarlar. Genç larvalar yaprağın parankimasını üst epidermise kadar yerler. Daha sonra yaprağın üst yüzeyine geçerek üst epidermisi tahrip ederler. Olgunlaşan larvalar ağlardan çıkarak bireysel yaşamaya başlar ve yaprakları sadece ana damar kalacak şekilde yemeye başlar(Şekil18). Bitki gelişimine verdikleri zarar ile ürün kaybına neden olmaktadırlar. Meyvelerdeki zararı önemsenmeyecek kadar az ve nadirdir.

Mücadelesi
Doğada çok sayıda doğal düşmanı vardır. Fındık bahçelerinde yumurta paketlerinin bulunduğu yapraklar toplanıp imha edilerek zararlı yoğunluğu azaltılabilir. Ancak yoğun popülasyonlarda ilaçlı mücadele gerekli olabilir. Bunun için yumurta kümelerindeki tüm yumurtalar açıldığında ya da larvalar yeni ağ örmeye başladığında ilaçlama yapılmalıdır.

MAYIS BÖCEĞİ (Melolontha melolontha L.)
Tanımı, Yaşayışı ve Zararı

Mayıs böceği erginleri kırmızımsı kahverengi, 20-30mm boyundadır(Şekil20). Larvalar karın kısmından kıvrık tombul, etli görünümde ve beyaz renktedir(Şekil19). Halk arasında kadı lokması veya manas diye bilinir.

İlkbaharda genellikle nisan ve mayıs aylarında havaların ısınması ile önce ergin erkekler sonra dişiler topraktan çıkar. Çıkış 1-3 hafta devam sürer. Güneş battıktan sonra uçuşarak ağaçlar üzerine konar, yaprak ve çiçeklerle beslenirler(Şekil21).

Çiftleşen dişiler yumurtalarını özellikle 2-3 yıl işlenmemiş ve üzeri hafif otlanmış bahçelerde, toprağın 15-25 cm derinine, 25-30’luk gruplar halinde koyarlar. Bir dişi ortalama 60 yumurta bırakır.

Yumurtaların kuluçka süresi ortalama 30 gündür. Çıkan larvalar toplu yaşayıp otların köklerini kemirir ve 2 ay sonra gömlek değiştirerek ikinci dönem larva olurlar. İkinci dönem larvalar birbirinden uzaklaşır ve oburca beslenirler. Sonbaharda kışı geçirmek üzere toprağın derinliklerine inerler. Bu derinlik fındıkta yaklaşık 50 cm kadardır. Mart ve nisana kadar devam eden hareketsiz dönemden sonra önemli zararlar yapacak bir beslenme başlar ve haziran başlarına kadar devam eder. Daha sonra bir gömlek daha değiştirip üçüncü dönem larva haline gelirler. Üçüncü dönem larva süresi 1 yıldır ve bu dönemde önemli zararlar yapar. Kışı toprağın 60 cm kadar derinliğine inerek geçirirler. Temmuz ayında toprak yüzeyinden 15-35 cm derinde topraktan bir yuva içerisinde pupa olurlar. Eylülde ergin hale geçen pupalar yuvayı terk etmeyip ertesi ilkbahara kadar burada bulunurlar. Üç yılda bir döl verir.

Erginleri yapraklarda beslenerek zararlı olur ancak asıl zarar larvalar tarafından köklerde oluşturulur. Larvalar 1cm çapına kadar olan kökleri kolayca koparıp fındıkta uç kurumalarına daha sonra da ana dallara kadar varan kurumalara neden olur.


Mücadelesi
Tüm fındık alanlarında yaygındır ancak bazı yerlerde mücadele gerektirecek yoğunluktadır. Erginlerin toplanıp yok edilmesi ve toprak işleme ile larvaların açığa çıkarılıp yok edilmesi sağlanabilir. Bir metrekarelik alanda 25 cm’lik derinlikte 3 veya daha fazla larvaya rastlanırsa Eylül başından Ekim ortasına kadar olan dönemde toprak ilaçlaması yapılmalıdır. İlaçlar bahçıvan süzgeci veya pülverizatör ile atıldıktan sonra toprak işlenerek 20 cm derine kadar karıştırılmalıdır.

VİRGÜL KABUKLU BİTİ   (Lepidosaphes ulmi L.)
Tanımı, Yaşayışı ve Zararı

Virgül kabuklu bitinin ergin dişisinin kabuğu virgül veya midye biçiminde, koyu kahverenkli,2,3-3,0mm uzunluğundadır(Şekil22).

Zararlı kışı yumurta döneminde ergin dişinin kabuğu altında geçirir. Yumurtalar Mayıs başında açılır ve çıkan larvalar dal ve yapraklara yayılır. Dal üzerinde kalanlar 1-2 gün içerisinde yerleşerek, hortumlarını bitki dokusuna sokup beslenmeye başlarlar. Kısa bir süre içerisinde anten, bacak ve gömleklerini atarak bir kabuk oluştururlar. İki larva dönemi geçirdikten sonra temmuzda ergin dişiler görülmeye başlar. Bunlar kanatlı ergin erkeklerle çiftleşerek yumurta bırakırlar. Yumurtalar, üstten dişi kabuğu, alttan ise beyaz ve saydam bir zarla korunurlar. Dişi yumurta bıraktıkça kabuğun uç kısmına doğru çekilir ve yumurta bırakması tamamlanınca ölür. Bir dişi ortalama 66 yumurta bırakır. Bu zararlı Karadeniz Bölgesi’nde yılda bir döl verir.
Zararlının larvası yapraklarda, gövde ve dallarda ise hem larva hem de ergin olarak bulunur. Bitki özsuyunu emerek beslendiklerinden bitkinin zayıflamasına ve yoğun bulaşmalarda kurumalara neden olurlar.
Mücadelesi
Bulaşık dallar kesilip bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Bahçede yapılan yoğunluk tespitinde bir dalın10cm’lik kısmında ortalama 5 canlı yumurta bulunduran birey varsa ilaçlamaya karar verilir. İlaçlamalar bahçenin bulaşık kısımlarında yapılır. İlaçlama zararlının kışlayan yumurtalarına karşı Şubat – Mart aylarında tomurcuklar patlamadan önce kışlık yağlar ile yapılır. Öte yandan yumurtadan çıkan larvalara karşı Mayıs ayında, çıkışların %70 – 80’i bulduğu dönemde yaz ilaçlaması yapılabilir. İlaçlama esnasında bulaşık dalların ilaçla iyice ıslatılması gerekir.

FINDIK GAL SİNEĞİ  (Mikomyia coryli Kieffer)
Tanımı, Yaşayışı ve Zararı
Fındık gal sineği erginleri narin yapılı, yaklaşık 2 mm boyunda, parlak kırmızı renkte, larvaları başlangıçta saydam görünüşlü sonraları ise beyaz renktedir ve olgunlaştığında 2.5 mm boya ulaşır.
Kışı, larva döneminde toprağın 1 cm derinliğinde beyaz bir kokon içerisinde geçirir. Martta pupa olur ve yaklaşık 2 haftalık pupa döneminden sonra erginler çıkmaya başlar. Ergin çıkışının büyük çoğunluğu nisan ayında olur. Çiftleşmeden hemen sonra yumurtalarını bırakan erginlerin ömrü 1-2 gün kadardır. Yumurtalarını yeni sürgünlerin tomurcuklarının ucuna ve korunmuş yerlere bırakırlar. Ergin çıkışından 3-4 hafta sonra ilk galler görülür. Galler, yaprakta damarlar boyunca, meyvelerde ise zuruf üzerinde oluşur. Her gal içerisinde olgunlaşan larvalar çisenti veya yağmurdan sonra toprağa inerek kokon örer ve ertesi ilkbaharda ergin olarak çıkarlar. Fındık galsineği yılda bir döl verir.
Zararı larvalar yapmaktadır. Bunlar yaprakta damarlar boyunca, çotanakta, yeşil zuruf üzerinde yada sürgünlerin uç kısımlarında galler oluşturarak zararlı olurlar. Fazla sayıda gal yaprağın kuruyup düşmesine neden olur(Şekil23). Meyvelerde döküm olmaz. Ancak, meyve gallerin baskısı altında gelişemez ve biçimsiz bir durum alarak zarara uğrar. Yine sürgün uç tomurcuklarında oluşan galler sürgün gelişimini engeller.

Mücadelesi
İlaçlı mücadeleye karar verirken bahçede rastgele seçilen ocakların birer dalındaki gal adedi ve tüm çotanaklar sayılır. Bir çotanakta bir tek gal bulunması onun bulaşık sayılmasını gerektirir. Buradan o bahçenin yüzde bulaşıklığı bulunmalı ve bulaşıklığın % 50 ‘yi geçtiği bahçelerde, sürgünlerin çoğunluğunun 2 yaprakcıklı olduğu Mart sonu – Nisan başı gibi bir dönemde ilaçlama yapılmalı ve 20 gün sonra tekrar edilmelidir.

FINDIK YAPRAK DELENİ  (Anoplus roboris Sufr.)
Tanımı, Yaşayışı ve Zararı

Fındık yaprak deleni grimsi siyah renkte, 2mm boyunda, kısa ve küt hortumlu bir böcektir. Larvaları açık sarı renklidir.
Karadeniz Bölgesi’nde kışı korunaklı yerlerde ve toprakta ergin halde geçirir. İlkbaharda tomurcukların patlama döneminde özellikle mart ayından itibaren güneşli ve sıcak günlerde fındık tomurcukları ve yaprakları üzerinde beslenirler. Bir iki hafta beslenen dişiler çiftleşerek yumurta bırakmaya başlarlar. Nisan ayı boyunca yumurta bırakan erginler yaklaşık 56 yumurta bırakır. Yumurtalar, yaprakların alt yüzeyinde genellikle orta damar olmak üzere, damarlar üzerinde hazırlanan yuvalara bırakılır. Ergin ömrü yaklaşık 3 aydır. Yaprak alt yüzünde beslenen erginler kışlaklarına çekilir ve kışı ergin halde geçirir. Yılda 1 döl verir.
İlkbaharda erginler yapraklarda beslenerek çok sayıda küçük delikler açar. Erginler yumurtalarını damarlar üzerine koyduğundan damarlarda kırılmalara ve gelişme bozukluğuna neden olur. Çıkan larvalar yaprak dokusu içinde beslenerek galeriler meydana getirirler. Yapraklar gelişince bu galeriler genişler ve yırtılmalar meydana gelir(Şekil24).

Mücadelesi
Bahçede yapılan incelemede ocak başına ortalama 5 ergin saptanırsa İlkbaharda Mart sonunda ilaçlama yapılmalıdır.

HAZIRLAYAN: Zir. Müh. Çiğdem BULAM KÖSE
YARARLANILAN KAYNAKLAR

Anonim 2008. Zirai Mücadele Teknik Talimatları, T.C. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı,                                   Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Cilt:5, s:240-273.
Anonim 2010. Fındık Zararlıları Anasayfası Web Sitesi, www.findikci.net
Kurt, A. ,1982. Doğu Karadeniz Bölgesinde Fındık Zararlıları, Tanımları,Yayılış ve Zararları, Yaşayışları ve Savaşım Yöntemleri, Tarım ve Orman Bakanlığı Zirai Mücadele ve Karantina Genel Müdürlüğü Samsun Bölge Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Yayınları 26.
Toros, S. ,Hancıoğlu, Ö. ,1997. Fındık Zararlıları, Hastalıkları ve Mücadelesi, Karadeniz Fındık ve Mamülleri İhracatçıları Birliği
Ural, I. Ve Kurt, A. ,1973. Doğu Karadeniz Bölgesi Fındık Bahçelerinde Zarar Yapan Fındık Gal Sineği (Mikomyia coryli Kieffer)’nin Biyolojisi ve Mücadelesi Üzerinde Araştırmalar. Bitki Koruma Bülteni, Cilt:13, No:1, s:1-18.
Ozman-Sullivan, S.K., and Sullivan, G.T., 2008. Strategies for Improved Pest Management in Turkish Hazelnut Growing, Acta Horticulturae, Number:845, Volume 2, s:561-568.
Ozman-Sullivan, S.K., Öcal, H., Çelik, N., and Sullivan, G.T., 2008. Insect Pests of  Stored Hazelnuts in Samsun Province, Turkey,  Acta Horticulturae, Number:845, Volume 2, s:515-518.